su ateş ve gök kubbe uyumaz asla
gördüğümüz her düş hep bir kabusa çıktıktan sonra
ne çok göçmen kuş yol aldı maviliğimde
dudağımda ki tanımsız duaların edasımda
ki bütün mahremiyetim parçaladı kendini
sen kendini bıraktıkca b
aşka tenin koynuna
ürkek kuşlar misali titreme sakın karşımda
aldığın her nefeste benim hakkım var aslında
gecenin gizinde şeytanın valsi var bu gece
kalın urgana boynum ince gelecek nasıl olsa
ve sen ayın şafkısında yeniden akla kendini
aklanmış bedeninle kirlet umutlarımı usulca
ve yağma sakın gözlerimden gül bahcelerime
ki bilirim zemherin soğuktur dayanmam ayazına
ve her sokak sana çıkıyor olsa da bahtımda
ben yaşayan bir ölüyüm şimdi senin nazarında
unutma!
ve azrail gelince bil ki kapıyı çalmayacak asla
şimdi kalbim azrailden kan şerbeti istiyor
dilimde mecalim yok bir kez adını anmaya
ve bedenim çarmıha gerilmiş kadar caresiz
bütün karanlıklar cağırırken beni kucağına
ve ben şimdi tıpkı
sana koşar gibi atlıyorum ölümün kucağına
belki vakit tamamdır kim bilir
belki de
aşk ta son noktadayım varlığınla
ay/su
Yazarın Notu:
sevmek ölüme atlamaksa
cimrilik etmeyeceksin ne
aşktan yana
ne de umutlarından