düşündükçe seni
ki çok sık düşünür oldum son zamanlarda
açılıyor adımlarımın arası
hızla uzaklaşıyorum bizden
biz dediğime bakma lafın gelişi işte
benden kaçan bir sen vardı
seni anlamaya çalışan bir ben
hepsi bu
ne zaman cıvıldasa içim sevinçle
ne zaman bebek gibi sokulmak istesem sana
buzdan sarkıtlar düşüyordu gözlerinden
çıplak ruhumun yamaçlarına
bir bilsen
nasıl acıyordu canım
anlayamıyordum yazın açan kardelenleri
nasıl bu kadar çirkin olabilirler
kahramanı yoktu masalımızın
yarım kalmış bir mektuptuk
verilmemiş bir hediye
çocuğu çalınmış bir anne
oyuncağı kırılmış bir çocuk gibi
eksik ve virandı herşey
bütün yollar gel derken bana
kalamazdım daha fazla
gittim
öyle bir yere geldim ki
istesem de geriye dönemem
kayboldum kırık bir hayalin içinde
hani erise karlar
dağılsa sisli hava
çağırsa lalelerle kaplı patika yollar
ve çalsam kapını bir akşam üstü
eskisi gibi sıcak gelir mi yüzün
bir şey söylemek gelir mi içimden
ne derim ki sana
sahi neyimdin sen benim
bilmiyorum
sadece koşarak uzaklaşıyorum
soğuyor içimdeki serçenin nefesi
sen siliniyorsun gözlerimden
keşke çok daha önce bilseydim
bir yanının yaralı
bir yanının ise emanet olduğunu
ben yer açmaya çalıştıkça kendime
bir elin bana uzanırdı bir elin geçmişe
ne çok üzülürdüm
medcezir hallerine
meğer bir
aşk zede sevmişim
sevdikçe kanatırmışım berelerini
bilemedim işte
şimdi hiç olmadığım düşlerde arıyorsun beni
duyuyorum izliyormuşsun ayak izlerimi
özlüyormuşsun
artık hepsi hikaye
ben gideli öyle çok oldu ki
peşim sıra dökülen ne varsa
savruldu kayboldu ben gibi
bırak bunları da
uzat artık bana hiç açılmayan
o kolları kendine
ve sarıl sıkı sıkı
hiç erişemediğim o güzel adama
sanma ki sevmiyorum artık seni
yine kıymetlimsin
sadece
biz olamadık seninle