yola çıktım anne, önümde çizdiğin yön
erken evlenen kızların karanlık yolu
uzansalar da yetişemedikleri güneş önlerinde
gözlerini alıyor, göremiyorlar
ellerine veriliyor bir bebe
daha gelin olup adım attıkları evde
bu senin ev ödevin deniyor
sırtımda türlü yükler
herkeste b
aşka b
aşkayım
bir sakin köşe bulup oturduğumda
giriyorum görüntümün içine
sahte gülmelerim gidiyor o zaman
benim de ağlama duvarım var, yazılar yazdığım
bir dize şiirle mutlu olduğum
hafiflediğim özel anlar
sen nasıl üstesinden geldin anne
ağır toprağın üstünde nasıl yürüdün?
taşıdın onca yükü
bahçeyi, ağılı, kocayı
çıplak ayaklarınla buz gibi sularda
gövdende bebelerin ağırlığı
nasıl büyüttü seni
bizli sancıların
bütün kadınlar aynı çileyi mi çeker
kadın olmanın yanında işle, evle boğuşmak
bir yanda yetişmek büyüyen çocuklara
diğer yanda çevre, komşular
bazen soluk alacak bir film, tiyatro
anne sıcaklığı sonra
hergün sarınmak istenen
sevgi örtüsü
Daha bocalıyorum ilerlediğim yolda
korkuyorum önüme konulan taşlara tökezlemekten
seke seke koşan çocukluğum
yolumu çizse de önüme
ağlayan kadınlığım yavaş ol diyor
gölgeni tamamıyla kapladı güneş
insana bak ışıkta büyüyen
kaldır karanlık örtüleri
28. 9. 2013 / Nazik Gülünay