Bir kalp mütalaasında
Eski bir sevdalıya sordular?
Gel gör ki
Mahcup bir çocuk gibi yüzlerine baktı
Eğildi kulağına sevgi bu ölçülerle açıklanamaz dedi
Buraları bilmem, ama
Bizim oralarda sevda ruhun ustası
Aşk kalbin içini kamaştırır
Anımsıyor musunuz sizde?
Gül bile kendini düşlermiş sevgiliye verilmeden önce
Birbirimizi kandırmayalım...
De/ki
O sevdalar şairlerin bildiği sırlar olarak kaldılar
Nerdeyse sarhoş etti sızdırasıya
Acıyor lazım olan yerim
Ey can!
Bunca yılın ardından sen ne bırakacaksın ardında
Sen ki,
aşk/tan mezun olamadın hala
İkinci döneminde yok ki düzeltesin
Düştüm kendi gözümden! Topladım sevgi bavulumu
Bir yanımda beylerbeyi, bir yanımda yedi tepe
Bütün yıldızlarıyla uzanmış gece
Vurdukça semanın parkına mehtap
Gökyüzünü temsil eden tüm yıldızlarla
Beni büyüten şehri izledim...
Ah be revnaklı şehir, mübalağa etmiyorum
Her anı yazılmamış bir şiir gibi...
Kim bilir kaç kadının düşünde yarıda kalmış sevdaların hesapları
Kaç âşık tarumar oldu ziyafet sofralarında dudak izi ararken
Artık
Ne geçen
aşklardan bir haber var
Ne gelecek âşıklardan bir haber var
Şimdi başbaşa kalmış beyoğluyla
Öyle karanlıktı ki
Sokaklar nefesi çekilmiş cesetler gibi
Köşede bir ışık titrer sönük sönük
Tüyler ürperten bestelerde kaldı
Aşığım nidalarıyla fısıltılar
Ş/u seni seviyorum/lar...
Kadehlerden silindi varissiz
aşkların dudak izleri
Öyle bir an gelir ki, zaman tercih şansı tanımaz sana
Kader mi?
Yoksa hayat bu...
Ey gözlerine hüzün değen sevdalar
Talan olmuş göz bebeklerinde ilkeler
Tel tel saçların
Fettan bir rüzgârla yumak yumak savrulur şehrin sokaklarında
Bense korkarım görmediğim şey/den
Kaplumbağa gibi yorgunluğum sırtımda hikâyelerim cebimde
Zaman beni bırakıp kaçacakmış gibi peşinden koştum
Ne sordularsa, birazdan dedim
Çok geceler sevgiye sokuldum
Baktım yengilerimin kullanma tarihi geçmiş
O yüzden
Utancımdan bakamadım aynalara
Vallahi ben mecnun değilim, şair hiç!
Sen say ki hiç riyakârlık etmedi sevdam
Beni fısıldandı
Kader inkâr etse de
Bir kadının portresi
Yar yar! Dedi mi yarılır yüreği
Düşüncenin kucağında hep çocuktur sevgi
Uyur uyanır ömür boyu yatağında bir nöbetçi gibi
Ah şu belleğimi bölük pörçük eden fikir sancısı
Garip bir kabus yüreğimden dolaşıp boğazıma sarıldı sımsıkı
Alev alev yandı yüzümde, öyle kırmızı ki
Çilingir sofrasında kadehteki şarap gibi
Biraz acımsı, biraz buruk
Eee, daha sonra? Sonrası yok...
Sonu da, başı da bu!
Öyle ki
Sökerdim bir avuç gelen yüreğimi
Dökerdim ortaya/amma
İçindekine kıyamam!
Desem ki
Hayatımda sevginin yerine koyacak bir şey bulabilseydim
Kimseyi sevmezdim bu denli...
İnanma!
Sevmek değil
Beni bu incitme korkusu öldürecek
Sevda o kadar lazım ki insan ruhuna
Ah biliyorum can verdirir uğrunda insana
KAYIP YALDIZ