Dudaklarımın susuzluğunda
Aşkın uysal kanı dolaşırken
Nefessiz bakışlarını çeker yalnızlığım
Dalıp giden düşüncelerin eşiğinde
Adımlarım tozlanır
Kanayan yüreğimden görülür
Yangın içmiş en asi akşamlar
Senin gecelerinden duyulur sarhoşluğum
Ateş topları sarar anıları
Hayalin damla, damla gelir
Saçların uzar, titremeleri çeker alır
Kandilleri yanar pencereleri dışa dönük evlerin
Gölgesinde alevler oynar
Duldalanırım hatıraların diplerine
Her çıngıda, narlanan damarlarıma vurur çehren
Yokluğun içimi tırpanlar
Ağladıkça çoraklar düşer ellerime
Kör bir hançer gibi parçalanır lime, lime ölüm
Sır peydahlandıkça
Kurşunlanan dualarım aydınlanır
Ayak seslerine bakar beklemelerim.
De gel... Hadi gel...