bir yerde biliyorsun seninle karşılaştık
ben bir daldan kabuk gibi kuruyorken toprağa
sen bir dala yaprak gibi yürüyordun topraktan
ömer faruk hatipoğlu
sevgili;
gözlerinden şiir damlatmak
dilinin ucundan emerek sözcükleri
taze yemişler uyurken,
yüzünün bahçesindeki sesi duymak,
burası, gündüzün geceyi giyindiği yer.
sevgili;
parmakların iz bırakmadan b
aşka bir ele koşması
kollara bir kucakta yer açmak,
kavrulan toprak, nazlanan bulut,
başı kaldırıp alınla öpmek damlaları;
burası, rüzgarın sürdüğü yağmur kokusu.
sevgili;
tenini hapsettiği giysilerinin,
gözlerinde savrulması,
suyun giyindiği cam bardak,
her gülüşün ardındaki çıplak beyazlık
burası, iki ağzın soyunduğu yer.
sevgili;
gülü dalında bırakmak onun için,
bülbülü kafesten
denize dökmek akvaryumu onun için
ve bağışlamak,
elmalı şekerin etrafında dolanan sineği
farkında olmak her tatlı anın,
burası,
aşkın daldaki gül hali,
havadaki bülbül,
akvaryum, suda balığa ölüm süsüydü.
sevgili;
cennetin yeryüzüne sunduğu elma,
nar
incir,
tadımlık hüzün biraz,
bir tren istasyonunda buruk bir hoşçakal
kısa cümlelerle bendi kırılan sesin,
dil suyunda akması
iki gövdenin gözlerde durulduğu an,
burası, vagonların raylara bastığı yer,
ah bu tren hiç kalkmasa.
ahmet aslan
idil (nisan 2007 kora yayın)