Saat bilmem kaç
elim başımla şakak arasında ki bir miğfer
gözlerim bir olmazın habercisi
en deli yerinden hatırlıyorum şimdi
kulağıma bıraktığın o taze sesi.
Kaç defa konuştum bir izmaritle bilmiyorum
bilmiyorum bir acının üstüne kül dökmeyi
ağızlar tıka basa doluyken
ve kalpte başlamışken tövbe emaresi
çözemiyorum artık sevgili adam
siyahla gri arasında ki o büyük depremi.
Ahh ! sorgularımın içinde
büyüme halkasını kırmayı düşündüğüm
dar bir zaman koridoru bu
kendi masalımın içinde ki firari
ve hapsetmeye uğraştığım
bir melankoli deliliği
akşamın sabaha döndüğü yerde
müşerref oldum tanımakla kendimi.
Kendimi tanımak sevgili adam
bir ölü sessizliği şimdi
beynimin hokkasına batırılmış divit gibi
yazdıkça yazıyor, yazdıkça yazıyorum
kalbinin mağarasına takılan
örümceğin ağ sevgisini.
Günlerin biten keşmekeşinde
şimdi biraz daha kendimden uzak
şimdi sana daha yakın bir şubat ertesi
diyebilirim ki ;
kırk yıllık ömrünün bekçisi olarak
kırk kez öperek yüreğinden
yolluyorum dağlarına kendi nefesimi
kekik
fesleğen
bir gül gibi.
Sevgili adam...
küçük sevimli bir emanetim artık sana
alnından ve kalbinden düşürme beni.
Vera.
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz