Dalından erken koparılmış başak sarısıyım. Karıncalarla karakışlara yürüyecek yolculuğum.Diyeti tam ödenmeyen bir sancıdan doğdum.Kimsesiz, sessiz bir sinede bitecek yalnızlığım
Ateş böcekleri çağırıyorum sefil geceye
Nabzı durmuş bir nehir akışına yelkenim
Bestesi ağır şarkılar yankılanıyor içimde
Issızlığın ortasında küçük davullar çalıyorum
Bu yalnızlık bayramı, mutluluk dramı belki de
Kalabalık yalnızlıklardan doğmamış şehirler yaratıyorum
Ateşini tutuşturuyorum sönmeye yüz tutan volkanların
-Yeşil tütsü alev rengi yüzüm-
-düşmeye yakın bir yaprak hüzün-
Koparılmayı bekleyen takvim yapraklarında soluğum
Elimde dört mevsim yalnızlık
Tek iklim mavera çılgınlık ko(r)kuyorum
Labirent sevdalara çıkış arıyorum umutla
Kendine
aşk besleyen uysal yalnızlıklar çiziyorum
-Tanrısız mabede sığınıyorum-
-İçimde bir tanrı taşıyorum-
Bulanık bir karanlık emziriyor dudaklarımı
Çatlıyor kendinden soğuyarak nefesim
İliklerime uzak bir akrabayım akrebim yitik
İçimde yabancı bir seni seviyorum
Söyledikçe adını lâl kesiliyorum
-Sessizim inadına-
-inadına susuyorum-
Üvey bir evlat oluyor kayan her yıldız
İçime kar telaşı hüzün yağıyor
Her güneş doğuşunda
Seni doğuruyorum
Batışında beni öldürüyorsun
Avuçlarımı açıyorum çoğul bir aminle
-Düşen sadece hayal-
-Üşüyen kırıklığım-
Haritalara düşen toprağa sığmıyor ayaklarım
Hangi alfabeden okunsa kaderim yalnız
Öpemediğim her yüzü ölüm öpüyor
Dokunamadığım her teni simsiyah tabut
Kendimi öpsem
Boğuluyorum
Yıldızını yitirmiş fukara gecede
İçimden seni kusuyorum
Kıyamet karanlığım
İçim dışım aynam
Sevgili(m) yalnızlığı(m)
Faik Danışman