Göreceksin.
Gün gelecek, bir erkek çıkacaktır, karşına.
Bakacaktır sana, uzun uzun.
Yarım adadan, kıtalara uzanırcasına.
Aynı dalgada gezinen iki bardak okyanus.
Gülüşünden demetçe açan güller.
Sadece aşığadır, dikenleri.
Kan akarken kırmızı,
Sen duracaksın kızıl türküler eşliğinde.
Saz mı, yoksa söz mü,
Daha değerlidir,
aşkta?
Anla kendini, anla
aşkı.
Bir daha çıkmaz,
Sır içinde edebiyattır, sevmek.
Hele ki, çok sevmek,
En dik uçurumdan salarsın, kendini.
Hiç düşünmeden kıyarsın canına.
Yeter ki,
Sevgili yaşasın, sonsuzca.
Nereden bakarsan,
Oradan doğar sevmek.
Kimse göremez, kimse yetişemez,
Hızına, parsellerine, kutsal kadehine.
Şarap ağlarken öpüşmede,
Sen dolu dizgin sarhoş.
Kol kola, omuz omuza erkeğinle.
B
aşka kadınlar geçecektir,
Unuttukça beni.
B
aşka sevgiler doğacaktır,
Öldürdükçe gözlerimi.
Gün gelir de, nişan yüzüğünü takıp da,
Kostümler eşliğinde dans edeceksin.
Şarkılar dinleyeceksin, bir yerde.
Belirsiz bir zamanda,
Zamanın kaybolduğu yerde.
Sevgilin seni öptükçe,
Bir yerde sevmişim, diyeceksin.
Sana tanıdık gelecek o duygular.
"Bir yerde var olmuşum." derken,
Saklandığın kadar pişmanlık.
Elini ayağını çektiğin kadar,
Geriye dönebilmenin mümkünlüğü.
Günü geldiğinde,
Mutluluk dileyen bir mektup gelecektir, sana.
İsimsiz, kimliksiz, resimsiz pullarıyla.
Bilinmeyen bir adresten,
Sadece sevginin var olduğu yüreklerden.
Yalnız âşıklar diyarı kadar,
Benim durağım, benim son meskenimden.
Açacaksın, tereddütlü gözlerle.
Sevgiline bakıp da,
"Kimmiş acaba?" diyeceksin.
Kederli resmimi gördüğünde,
"Oymuş." diyeceksin.
Son sözümü okuduğunda,
Acıyla: "
Aşkı kaybettim." diyeceksin.
Çünkü sen,
B
aşkasını sevemezsin.
Çünkü sen de,
Benim gibi,
Hayallerle seven,
Gerçeklerle sevilensin...
Ocak 2011 / İstanbul