Sevgili…
Satırlarıma hangi kelimelerle başlayacağımı bilmiyorum.
Aslında çok düşündüm…
Sana olan özlemlerim deşifre olmadan
Kendimi fazla ele vermeden yazmak istedim.
Başarabilir miyim bilmiyorum.
Daha mektubun başında teklemeye başladım.
Kelimeler yumruk gibi oturacak boğazıma
Ve yutkunamayacağım.
Hasretin öyle işlemiş ki içime, kelimeler bile senden yana
Bir iki sitem yazayım diyorum
Olmuyor…
Kalem benden bağımsız hareket ediyor.
Akışına bırakacağım
Bu mektubu yüreğimin kanıyla yazmaya çalışacağım.
Evet sevgili benden gideli epey zaman oldu
Pişmanlıklarım taze taze duruyor bir köşede
Zamanlı zamansız ziyaret ediyorlar elleri boş
Her gün aklımın kıyısında geziniyor,
İşgal ediyorlar hafızamı
Sonra, tokat gibi iniyor suratıma yaptıklarım.
Özür dilesem ne değişecek?
Geçmişin telafisi var mı sevgili?
Soruyor sorguluyorum kendimi
Tek suçlu o muydu diye?
Benim hiç mi kabahatim yoktu?
İtiraf etmek gerekirse sen!
Madalya takılacak insandın!
Benim gibi geçimsiz birinin kahrını çekip katlandın.
Şunu da iyi biliyorum;
Sevginin güzelliği saflığı, samimiyetin
Yanımda kalmanın tek nedeniydi.
Bırakıp gitmeye razı değildi gönlün!
Sanırım biraz şımardım.
Senden
aşkından, sadakatinde, emindim,
Hiç kuşkum yoktu.
Ağır geldi taşıyamadım!
Bu mektubu okuduğunda, yüzünü ve mimiklerini
Görmek isterdim.
Sahi yüreğin ‘’cız ‘’eder mi?
Ya da,
Dayanamayıp dönüp gelir misin?
Bunu yapar mısın sahi?
Yok yok gelme sevgili sana kıyamam
Nasılsa alıştın bensiz yaşamaya
Alıştın öyle değil mi?
Değişmedim ben,
Değişemem de,
Yine aynıyım, huysuz, mızmız…
Elimde değil böyleyim işte.
Gözümden yaşlar dökülmeden satırlarıma son versem
Sevgili.
‘’Sensiz hayatın rengi kalemdeki mürekkep gibi ‘’
Gamze YAĞMUR