Bugün 23 Kasım 2024 Cumartesi, içime sığmayan deli bir aşk bu...

Aşk Şiirleri



1)
Ağlayarak geldiler kapıma
Üç çocuk, üçü de dizlerinden vurulmuş.

"Oy garibim" dedim
Yasladım küçüğünün başını bağrıma
Kokladım saçlarını, annesi kokuyordu hala
Diktim dudaklarımı yaralarına
Ellerimde öldü bir sabah

Diğer ikisi elma kokuyordu
Tuttum ellerinden,güneşe çıkardım
Saçlarını kestim dizlerine sardım
Tütün çiğnedim, göz kapaklarına sardım
Üşüyorum diyerek öldü ortancası

Kaldım en büyüğü ile
İki kardeşi öldü, garip!
Hamur sardım dizlerine
Önce yürümesini öğreneceksin
Yürüdük günlerin üzerine ve de gecelerin.

Benim saçlarıma çöl yağıyordu
Sararmış taslarda süt verdiğim yılanların zehrini aldım
Tokmakan, ebegümeci ve çökelekle yedik günlerce
Kırdık içimizdeki yitirmenin zehrini, bağışlamanın kendisiyle
Avuçlarımızda sumak kokusu,

Kulaklarım! dedi
" Duymuyor!"
Kestim kulaklarımı, " artık kardeşiz " dedim!gülümsedim.
Akrepleri izledik dünyayı anlamak için
" İnsan ile Akrep arasında ki köprü nedir " diye sorduk

- Meğer akrebi şekerle beslersen, o da şekerden yaparmış zehrini!-

2)
Dizlerimiz iyileşti!
Bize dua eden yaşlılar tespihlerini verdiler, uğur olsun diye

Kimi unutmak istiyorsak adını çektik, geceleri.
Kimi seviyorsak böldük yüzünü otuzüçe usumuzda
adadık kendimizi, hu'larca...

günlerce yürüdük, ellerimiz arkamızda, otuzüç'e böldüğümüz yüzümüzde bir telaş
haydi! Kim daha çok toplayacak, sevdiğini sevdiğine !diyorduk, takvamızdı bu!

bir ahraz aldı ellerimizden tespihi
ezdi parmaklarıyla yüzümüzü fırlattı
ne diyorsun? dedik, Anlamıyoruz!

İnsan hiç sevdiğine topladığını sayar mı? diyemezmiş meğer
Ne bilirdik
Ne bilirdik yalanın, ihanetin ve hilenin önce tespihlerden geçtiğini!
Bıraktık saymayı

Ne Doğu'ya ne de Batı'ya döndük yüzümüzü!
İyilik bu değildi!

3)
ağır sıtmalar geçirdi ruhlarımız
bir alûsi ailesinde baş ucumuzda günlerce Ya-Sin okundu
Hallac'ın , Salman'ın ,Fatıma'nın uğruna kalbini diken bir adamdan bahsettiler
Onu ne yaktı diye sorduk! Yırtık avuçlarımızdan döküldüğümüzü söyledik!

Bedeliyye'de aldılar bizi bir halkaya
Yeryüzündeki bütün kardeşlerin barışması için!

Ve seslendi Üstadları hepimize:

-" Ey kardeşlerim!
Asıl kardeş kardeşi vurur, kardeşlerim,şaşırmayın!
Çünkü bir tek kardeş olanlar bilir kardeşinin en zayıf noktasını!
Bir tek dostlar vurur sırtından dostunu!şaşırmayın!
Garib olan ise insanın hiç tanımadığını vurmasıdır

Ey Kardeşlerim kardeş olun ve karnını deşmeyin kardeşlerinizin !"

Ürkek, el kaldırdım:

En garibi ki: insanın vurulduğunu meğer hiç tanımamış olmasıdır!
Ah, sevdiklerini kaybedince mi ölürüz daha çok?
Yoksa sevdiklerimizle kaybedince mi?
Sustu cemaat! Herkes üşüdü!
İçimden bir ses fısıldadı:
"Ya bağışlanmadıysam?"

4)
Nedir ki bedenin uzak düşmesi sevdiklerinden?
Ah en büyük ızdırap, uzağına düşmesi insanın kendisinden!
En büyük şirk: İnsanın kendisine Yabancılaşmasıymış,
Ah ben alak'asını kaybetmişken, neyi okuyayım ve kimin adıyla?
Üç kez sordum:
Ne okuyayım Rabbim?
Ne okuyayım Rabbim?
Ne okuyayım Rabbim?

Kendini yıllarca oyalamış,
Kendisiyle yıllarca oyalan(ıl)mış,
Malını,ruhunu ve kalbini suistimal vadilerinde dağıtmış yoksullardan:
Kendisini sevmeyen atmış dokuz kişinin toplanacağını fısıldıyordu insanlar

Ya onlardan biri bensem?Aman Yarabbi!!!

Belirlenen sürede ve yerde yetmiş kişi toplandık
Hepimizi bir korku ve titreme sarmıştı:

Ben söyleyeceğim sizde tekrarlayacaksınız dedi öne çıkan

Olur dedik korku ve titremeyle:

Ve başladı avazı çıktığınca göklere doğru:

EEY RAABBİİİİMM!

Tekrarladık:

Eyy Raabbimiz!

Ve o devam etti:

MÜSTEHAK GÖRSEYDİN,
ONLARI DA BENİ DE
DAHA ÖNCE YOK EDERDİN.
İÇİMİZDEN BİR TAKIM BEYİNSİZLERİN YAPTIKLARI YÜZÜNDEN
BİZLERİ HELAK MI EDECEKSİN?

Ağlaşan seslerimiz yankılarla Tekrar etti:
İÇİMİZDEKİ BEYİNSİZLER YÜZÜNDEN BİZİ HELAK MI EDECEKSİN?

Ve o devam etti:

SEN BAĞIŞLAYANLARIN BÜTÜN BUNLAR
SENİN İMTİHANINDAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR.
BU İMTİHAN İLE MÜSTAHAK GÖRDÜĞÜNÜN SAPMASINA FIRSAT VERİRSİN
LAYIK GÖRDÜĞÜNÜ DE DOĞRU YOLDA YÜRÜTÜRSÜN
SEN BİZİM SAHİBİMİZSİN
BİZİ BAĞIŞLA
BİZE ACI SEN BAĞIŞLAYANLARIN EN İYİSİSİN

Öyleki gözyaşlarımız yanaklarımızdan süzülüp ayaklarımızı ıslatıyordu:

Öylece Tekrar ettik Bağırışlarla:

Sen bizim sahibimizsin
Bizi bağışla
Bize acı
Sen bağışlayanların en iyisisin!

Sekiz günün sonunda yetmişimiz de aynı sesi duyduk:
Duyduğumuz ses:

Sevgim ve Merhametim: "Sevgisi ve Merhameti olanlaradır!
Zekatı verenlere
Ve Ayetlerimize iman edenleredir"

Ruhumda yankılanan duyduğum sesle, döndüm kendime

Sevgim ve Merhametim: "Sevgisi ve Merhameti olanlaradır!

Kayıpkentli
Kıztaşı-İstanbul
30.01.2010
03:31

*****************************************
Şiirden notlar:

1) İnsan hiç sevdiğine topladığını sayar mı?: Cündioğlunun -Gülümsemezsen , Sevemezsin Tanrıyı-isimli makalesinin girişinde anlattığı küçük hikayede: Birgün aksakallı bir derviş, bir sepet dolusu elmayla tepeler bayırlar aşan genç bir kıza rastlamış.

Bozkırın o sıcağında yorgunluktan al almış kızın yanakları.

" Nereye gidersin? Neler doldurdun sepetine?" diye sormuş derviş.

Tâ uzaklara uzatmış elini, bir tarlayı göstermiş kızcağız: "Bak, sevdiğim adam çalışıyor orada!" demiş, "ona elma götürüyorum."

"Kaç tane?" diye sorunca derviş, genç kız şaşkınlıktan büyüyen gözleriyle, " O nasıl soru öyle? " diye mukabele etmiş; " İnsan sevdiğine götürdüğü şeyi sayar mı hiç?"
Başı önüne düşmüş dervişin.

Ve genç kızın farkedemeyeceği şekilde usulca koparıvermiş elindeki 99'luk tesbihin ipini.

2)]"İnsan ile Akrep arasında ki köprü nedir" diye sorduk

-Meğer akrebi şekerle beslersen, o da şekerden yaparmış zehrini!-: Akrebe şeker vermek, akrebi akreblikten çıkarmaz. Akrep akreptir. İyilikleri zehire çeviren insanla ne kadar da çok benzeşiyor bu açıdan akrebin doğası!

3)Ne bilirdik yalanın, ihanetin ve hilenin önce tespihlerden geçtiğini!
Bıraktık saymayı

Ne Doğu'ya ne de Batı'ya döndük yüzümüzü!
İyilik bu değildi!:

Peki ya neydi İyilik? Yüzlerimizin Ka'be'ye bakması, veyahut Ankara'ya bakması, vehayut Kudüs'e bakması, vehayut Kitab'a mı bakmasıydı?
Hayır! İyilik: İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı taraflarına çevirmeniz(den ibaret) değildir. Asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, (ihtiyacından dolayı) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren, antlaşma yaptıklarında sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranışlarıdır. İşte bunlar, doğru olanlardır. İşte bunlar, Allah'a karşı gelmekten sakınanların ta kendileridir. (BAKARA-177)

4) Bedeliyye: Şehid Ali Şeriati'nin en değerli Hocalarından biri olan; İslâm dinine, kültürüne ve ahlâkına büyük bir hayranlık duyan Massignon
1934 yılında mısırlı bir hıristiyan olan Mary Kahîl ile birlikte Dimyat/Mısır'da Bedeliyye adını verdiği, duaya ve müslümanlara ferâgat-i nefs ve bir kardeşlik bağı ile yaklaşmaya dayanan, hıristiyanlara mahsus bir hayır cemiyeti kurmuştur. Bedeliyye'de hıristiyanlar, özellikle, Cuma Namazı'na denk düşen bir eş-zamanlıkla İslâm-Hıristiyan kardeşliği için dua etmekteydiler.

Massignon'u okumak isteyenler için:
www.ozemre.com/index.php?option=com_content&task=view&id=101&Itemid=57

5)En büyük şirk: İnsanın kendisine Yabancılaşmasıymış: Yabancılaşma için ALİNASYON kavramının kendisine bakılabilir. Yabancılaşma insanın üretilmesi yerine tüketilmesidir. İnsan her şeyle tüketilebilir, tükenebilir.Bu Allah'la bile olabilir.Zira Kur'an'da bir ayette: Dikkat edin Aldatıcılar sizi Allah ile aldatmasın der. Allah ile Aldanmak için, Kendinizi sevmeyi bırakıp Allah'ı sevmeye başlamanız demektir. Yani Kendinizden ç/aldığını değeri, Kulluk yapmak adına Allah'a verirken, tipik bir dinci olup çıkmak! Oysa gerçek Kul: Allah'a duyduğu güveni ve sevgiyi önce kendisine duyarak başlayandır. Zira bilmek önce insanın kendisinden başlar. Kendisini bırakıp Allah'ı arayanlar ile Allah'ı bırakıp kendisini arayanların buluşacağı ortak nokta: Kula-Sistemlere Kulluktur; Birinden Katoliklik-Ortodoksluk-Saltanat-Sultanlık rejimleri diğerinden ise Faşizm,Liberalizm,Kapitalizm türer bol bol.vesselam.

6) Belirlenen sürede ve yerde yetmiş kişi toplandık
Hepimizi bir korku ve titreme sarmıştı: Araf suresi 156.ayet!

KADİR BAL- Kayıpkentli-
Kıztaşı-İstanbul
30.01.2010
03:31

 
0 oy, 0.00 puan

Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri


Yorumlar

Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Adınız:
Mesajınız:
 

Love.GEN.TR, Aşk ve Sevgi Sitesi
Tüm Hakları Saklıdır © 2004 - 2021