senin kocaman ayakkabılarının içinde
ben de yürümek isterim Tanrı'm
ancak senin büyüklüğün içinde kaybolmaz insan
mis kokular sunan çiçek kokuları içinde
taşın taşı vurmadığı yerde
gölgelerin birbirini bir lâhza geçmediği elifle vav arası
her sözcükte gerçeğin buluşması su ile toprak gibi
rengine derin çizgiler eklenen lâleler nefes alırken
aynı toprakta büyüyen dikenlerle dost
acıları yutan yanımla mutluluğu emen suretim
çekiştirirken iki yakamdan neden yokluğunu duyumsatır sevgili
yalnızlık sonuna kadar açmaya çalışır kapılarını
oymuş gibi kadehimde kalan bir kaç yudumluk içki
kaybolurum artık görünmeyen izinde harelenen ışıkta
ne olur eteklerinden dökme beni. çöp arabalarının çöpleri gibi
koyu karanlığa büyük bir gürültüyle bırakılış sesiyle
kıvrılırım bir kıyıya, derinlerde renksiz bir balık örneğin
önümden geçer sürüyle bin bir çeşit balıkl da
hacmim kadar yer dalgalandırırım
bir ışık titrekliği kadardır sinyallerim
yeryüzünde her katrede yitik gölgelerin ruhu can arar
o yana çarpar kalbim, kendi katmanlarını katlarken vahh
her koşulda yakmak ister dua nurlarını peygamber
ibadet ederken ağaçlar yapraklarıyla,secdedeyken uçları
yere yıkılır gövdeler ters titreşimlerle
baltanın ucunu görmez sap
girmek isterim kocaman ayakkabılarının içine
sığdığını bilirim bu özgür doğuşa insanların
hakkını ala ala kısa çöpün uzun çöpten ahrete varmadan
öylesi bir adalet içinde kısa kanatlı kuşlarla uzun uçarların
birbirine denk terazisinde
olmaz zulümle huzur aynı kefede
aynı kapta konuklukları ölenlerle öldürülenlerin
aynı toprağa farklı tohumlar ekerek
sevginin ayak bastığı yerde
yükseklerden uçanlarla alçak pencerelere konanlar
ve sakin deniz kıyılarında yuva kuranlar
aradığı güzel taşı bulamaz bir çocuk
kumdan kulelerini yıkar
dağılıp bitmez her yıkılışta insan
sevgin sevgilim
5. 6. 2014 / Glenay
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz