Sevgisiz kaldık, kalbimiz katılaştı.
Aşksız kaldık, ruhlarımız dalaştı.
Sözsüz kaldık, dimağımız buzlaştı.
Gönül; gülden, güzelden uzaklaştı.
Dostluğu, tozlu raflara kaldırdık,
Elin sıcaklığı, eldivenlerde kaldı.
Kahvenin püfrünü pas’a aldırdık
Kırk yıl hatırı, mazilerde kaldı.
Bülbül konmadan, gülü soldurduk
Figânlı bülbül, güle hasrette şimdi
Bestelerin içini, şiddetle doldurduk
Gizemli diller kısık, lânette şimdi.
Edalı atlarla, tanımadık düz engin
Kırbaçladık dalını narin çiçeklerin.
Geriye bakmadan gittik doludizgin
Buğuladık misk-i amberini güllerin
Okyanusu ateşledik, en derinden
Denizi kuruttuk, balık kaldı susuz
Gönülleri kırdık en ince yerinden
Umutlar söndü, yâr kaldı uykusuz.