bir yaz mevsiminde
temmuz başında
ankaranın ortasında
güven parkta
beton bankta
kafam,
avuçlarımın arasında.
için için ağlıyor yüreğim.
birzamanlar yüreğim,
gözlerime hakim olurdu,
bu kez olamadı.
boşver,
koyver gitsin
hüngür hüngür.
nasıl olsa,
bu şehir sana yabancı,
sen bu şehre.
önümden,
sağımdan,solumdan
yüzlercesi geçtiği halde,
boyacı çocuktan b
aşkası
görmüyor gözyaşlarını.
akıt gitsin
güven parkın
yalnız ve zavallı karabağrına.
nedeni belli
bu gözyaşlarının.
büyük lokma yutta,
büyük sözler etme demişler.
büyük konuştum,
hata ettim
kabadayılık ettim
hayata karşı.
hovardalık edipte
harcamadım kendimi ama,
hovardaca harcadım hayatımı.
ve bu yüzden
mutsuz ettim sevdiklerimi.
yeryüzünde,
börtü böceği seven ben
ölümü sever mi?
vız geliyor ölüm vız.
lakin,
bir kez daha boynu bükük
bırakamam sevdiklerimi.
yeniden diklenmem gerek
hayata karşı.
ama aslaa büyüklük etmeden.
bir çıkışı olmalı
bu çıkmaz sokağın.
ahh anam ahh.
ana gibi yar olmazı
sen bu hayatta
gerçek ettin bana ama,
senide gözüyaşlı boynu bükük
bıraktım arkamda.
her gecenin bir sabahı varsa,
terazinin iki kefesinde
ölüm ve siz.
ölüm bana vız gelir vız ama,
illede siz.
siz sevdiklerim siz.
öyleyse,
yüreğine akıtma
salıver gitsin gözyaşlarını
için için ağlama.
kanatma yüreğini.
ankara ankara olalı,
ne ilksin nede son.
hep kendini suçlama.
belki de,
doğanın bir dengesidir
de buna.
bak,
kaybetmediğin daha
ne güzellikler var.
korkma,utanma ağla.
görecek günler var daha.
gidişin kime yarar.
düşmanına ama,
düşmanın güçlü ve çok
kendinden büyük düşmanın yok.
sen deyilmiydin daha dün
şöyle diyen
sevgiye ölüm yok.
öyleyse,
diklen yeniden.
bak sakarya caddesi
sağlı sollu
tıklım tıklım.
daha dün sen burda
sim barda
bir bira içip kalkacakken,
garson gencin
tebessümlü bir merhabasına
ver bir bira daha demedin mi??
çıkar kafanı avuçların arasından.
dik kafanla
ama onurunla
büyük sözler etmeden
sana sunulan bu hayata
sevdiklerin için
sende de merhaba...
Erol Semiz