saçların bahar kokuyor
ellerin üşümüş
bana kendinden söz et...
parça tesirli bir sözün
vurduğu yüreğinden
yerlere dökülürken yaşam
kanının nasıl donduğundan,
aysız ayaz biz sessizlik
dimdik dururken kapıda
içinde üşüyen küçük çocuktan söz et...
gülümseyerek gelen güne
“merhaba” derken.
içinde sallanan zaman sarkacı on ikiyi vurur
artık eski ”sen” olmadığını kabul etmenin
gözlerine yenilgiyi nasıl çivilediğinin
hüznüyle yakalanmaktan korktuğun için
nereye kaçtığından söz et...
vurup elimize
sevgilerimizden bazılarını ölüm aldı,
bazılarını yaşam.
hangisine daha küskün oldugundan söz et.
kilidi paslı
anahtar işlemez kapılar önünde
içinden mevsimler geçer
avuçlarında kuruyan gülleri
kime sakladığından söz et...
kör bir limandır demir attığın
ıssız, ışıksız bir gece sevdalanırsın
sessiz usul kanayan yaralarını bir başına sarar
tuzla dağlarsın
kanayan yalnızlığından söz et.
günlere kırgın
geçersin ömrün içinden
kül renginde zamanlar bırakırsın ardında
gecenin siyah teninde yorgun uykuları bırakıp
umutsuz avlulara kapılar açarsın
bitmeyen yorgunluklarından söz et
ayaz vurmuş toprağına cemre düşer
kış ortasında çiçeğe durur dalların
saçlarında bahar yeli
karanlığı yırtan bir yıldız kayar...
korkarsın
bana korkularından söz et...
Şairin Sitemizdeki Diğer Şiirleri
Yorumlar
Henüz kimse tarafından yorum yapılmamış.
Yorum Yaz