Bilinen bir dünyasın sen ayraç içinde
İç içe köşeli hem yaycıl
Kim aksayarak gelmişse sana kilitleriyle
Öylece gider, sessiz
Yaşayan patikalar gibi sessiz
Geçmişi yağma geleceği karanlık
Nerden bilirdim ilişmeden sana
Ölüm kimden uzun kimden kısa
-hem kısa mı ya uzun-
Hangi ölüm gökyüzü/süz
Kuşlar geçiyor ömrümüzden bak bulutlar geçiyor
Sokakları eskittim de geldim sası sürgünlerden
Omuzlarım hep şakül hep ip/ince ip
Sen ‘evdireşe yolları dar’dolaşıyor musun yine oralarda
Hani gül koklamaktı seherde sesin
İçilen bir su/sun sen hep mel’un
Tek kendine benzer tek
aşk adına
Neye saklarsın saçlarınla yüzünü, saklama öyle
Ceplerinde sarsılan dağlar ve köpüren denizler
Var mıydı ben dokunmadan bakışlarına
Ya ben o zaman akşam olmayan
Turnalarla gölgelenen yüzünde güneşin gelgitinde
Ne sabahsın sen ne öğlen
Hep akşamsın hep akşam yine akşam
Bir ses düşsün diye senden zamana
İşlenmemiş günahlar içinde.