avuçlarımda bir dilenci çocuğun zavallılığyla geliyorum sana
ılık bir yaz yağmurundan
sabahın üşüten yalnızlıklarına akar gibi
akıyor ellerim ellerinden
yalnızlığın kahramanca zaferi
kapatıyor bir kez daha kapılarımı yaşama.
kendi alemimde bir dünya yaratıyorum ikimize
tekmelerini hissediyorum
aşkımızın kalbimde
daha var doğmasına diyorum
bu yoksul hayatta zenginliğim olur belki
sonra ufka dönüyorum yüzümü
varlıkla yokluk arasındaki ince çizgide
sana kendi yokluğuma doğru süzülmek
ve senin kumasallarında kaybolmak istiyorum
sonrada kıyılarında karaya vurmak.
ürperiyorum bir an
ruhum ayrılıyor bedenimden
o dilenci çocuğun gözlerinden bakıyorum sana
ve son kez
aşk dileniyorum...