ömür bir parça tekamül sorunca onlar dersin birkaç gündür
İsrafil üflemeden duy bunlar sura sözdür
dün gitti gelecek hep gelecek gün bu gündür
bu gül bahçesinde ne zaman var ne mekan
bir ana sığar yaşanmış ve yaşanacaklar
arının balını tadasın sevmek için
balmumuna dönesin görüp bilmek için
durmadan inkar edesin bir tek O'nu ikrar için
varlığımın derdi yokluktur "ol"mamım özlemi iki nokta
ya Rab ayrılıktır cehennem "öl"memin yükü iki nokta
ol demişsin O'lmuşum mana harcıma çamur katmışsın adem olmuşum
kusuru dahi olmayan kusursuz olmaz kusur ile kusursuzmuşum
nasılsa leyladır çöle çileye atan hem de mecnuna Mevla'yı bulduran
"ol"umluda "ol"umsuz var bana beni anlatan
hey okuyan ha ben ha sen
suretsiz sureti değil mi ki hem sen hem ben
işte vecd halidir bu dem
her şey zıttıyla bilinir zıtlığı yansıtan olurum
la ilahe illallah ben Hak olurum
nasılsa derya tuzludur damla iken de tuzluyum
kafesimden kurtulunca O'na kavuşur derya olurum
çözüldü bir kere dillerim duyacak kulak nerde
gönlün ilmidir bu hani okunacak kitap nerde
duyunuz bilene yoktur vebal
ilmimiz bilmez ne haram ne helal
kuladır ırmaklardan cennet
ikilik tefferruat ben kendimi dilerim
kurtulmuşum bir kere kafesimden
bordro almışım
aşk devletinden
numaram yok aşıklar kanununa tabiyim artık
Pır'e rastladığımdan beri dolanırım önde başım
kambur sanarlar beni
oysa ki tecellisinden utanırım
bir göz yaşı bir damla su biraz tuzlu
yine ağlıyor yediler yedisi de güzeller
onlara gökkuşağı derler
Ha'dan gelir Hu'ya giderler
yol kenarı aynalarına kazınmış bir suret benimkisi
ama düşmüş gönül aynama manası bir kere
zerreyi deryaya katmak lazım O'na
aşkmak
O bize dost yüzün sürdü dost yüzü görmeye geldim
elif bismide gizli bir nokta boyuta sığmayan ama sevişmelerde
ben sevişinde secdeye yükseldim